Ulaş Yıldız yazdı…
Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmasıyla başlayan hem savaş meydanlarında hem de müzakere masalarında art arda gelen zaferlerle Türk milletinin gerileme dönemi sona erdi.
Büyük Önder Mustafa Kemal Paşa, Lozan Barış Antlaşması ile bağımsızlığını dünyaya duyuran Türkiye’nin yüzünü, çağdaşlaşma ve demokrasiye çevirdi.
Ankara’nın, hükümet merkezi olmasının ardından mevcut rejimin isminin de bütün açıklığıyla konulması, yeni devlet başkanının da seçilmesini gerektiriyordu.
Mevcut sistemde meclis başkanı, aynı zamanda hükümet başkanı olarak da görev yapıyor, bu da hükümetin kurulmasını zorlaştırıyordu. 25 Ekim 1923’te hükümetin istifasıyla bunalım yaşandı.
Bu olay, Mustafa Kemal’e “Cumhuriyet”i ilan etmek için beklediği fırsatı verdi.
Mustafa Kemal’in de deyimiyle artık vakit doğmuş çocuğun adını koyma vaktiydi ve o vakit 28 Ekim akşamına rast geldi.
Çankaya Köşkü’nde Paşa’nın eşi Latife Hanım mükellef bir sofra hazırlattı, o da az çok gecenin ehemmiyetini öngörebiliyordu. Gelgelelim Gazi köşke geldiğinde zevcesinden bu gecelik izin isteyip, daha sonraki akşamlar da eşlerle bu sofranın tekrarlanacağını belirtti. Ardından da sofraya geçildi.
İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Beylerin de yer aldığı gecenin gerisini isterseniz Gazi’nin Nutuk’ta tüm ayrıntılarıyla paylaştığı sayfalardan, onun ağzından dinleyelim…
“…Gece olmuştu Çankaya’ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemâlettin Sami ve HâlitPaşa’lara rastladım. Ali Fuat Paşa Ankara’dan hareket ederken bunların Ankara’ya geldiklerini o günkü gazetede ‘Bir uğurlama ve bir karşılama’ başlığı altında okumuştum.
Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Millî Savunma Bakanı Kâzım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim.
İsmet Paşa ile Kâzım Paşa’ya ve Fethi Bey’e de Çankaya’ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya’ya gittiğim zaman, orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey’lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum.
Yemek sırasında: ‘Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz’ dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim.
Efendiler, görüyorsunuz ki, Cumhuriyet ilânına karar vermek için Ankara’da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü onların da aslında ve tabiî olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki, o sırada Ankara’da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyetin ilân edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar.”
O gece İsmet Paşa ile 1921 Anayasası’nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı.1. madde olan “Hakimiyet bilakaydü şart milletindir. Yönetim usulü milletin mukadderatını, milletin kaderini bizzat kendisi tayin etmesi üzerine kuruludur” maddesine, “Devletin şekl-i hükümeti Cumhuriyet’tir” ibaresi eklendi.
patronlardunyasi.com